Dilekçe Hayalcisi

Dilekçe HayalcisiDilekçe HayalcisiDilekçe HayalcisiDilekçe Hayalcisi
  • Ana Sayfa
  • Şiirler
    • Aşk Kadın
    • Söz Verilen Masumiyet
    • Ulaşmamış Mektuplar
    • Dilekçeli Şiirler
    • Hayalli Şiirler
    • Sebepsiz Şiirler
    • Çocukca Şiirler
    • Özlemli Şiirler
  • Denemeler
    • Denemeler
  • Pazar Sohbetleri
    • Ruhsal Sorulara Pencere

Dilekçe Hayalcisi

Dilekçe HayalcisiDilekçe HayalcisiDilekçe Hayalcisi
  • Ana Sayfa
  • Şiirler
    • Aşk Kadın
    • Söz Verilen Masumiyet
    • Ulaşmamış Mektuplar
    • Dilekçeli Şiirler
    • Hayalli Şiirler
    • Sebepsiz Şiirler
    • Çocukca Şiirler
    • Özlemli Şiirler
  • Denemeler
    • Denemeler
  • Pazar Sohbetleri
    • Ruhsal Sorulara Pencere

Sabah Dilekçesi

 

İki cephe arası verilmiş hayal toplama vaktindeydi oysa  

Seher vakti dalan kalbin kapanan gözleri içinde bir kapı çaldı 

Betondan görülmeyen dağların sırtında yeni belirmek de olan güneşle gelenler vardı 

Eşiğin önünde iki çift göz cennet habercisi  

Adım atmak için izah ve sükûnet bekleyen 

Davet edildi lütf olundu gelişler 

Ar duyuldu meskene sinmiş tütün kokusundan  

Açıldı pencere kuş sesi girdi cennet habercisi iki çift gözle yeryüzü mahzenine  

Seher vaktiydi pili bitmiş saatin tık sesi  

Verilmiş hayal arasının son demi  

Mutfakta çay kokusu dolaştı 

Meskende cennet sesi  

Birden oluverdi her şey  

Gün doğdu ara bitti  

Kalbini dinlemeye dalmış yaratık için gerçeğe yüz tutma vakti 

Her şeyi başlatan ve bitiren 

Bir sabah dilekçesi 

Arzuhal



Beyaz haberler duymak hiç bilinmeyen görülmeyen 

Zamanlardan mekânlardan  

Susmak bile güzel dedirtenlerden  

Varlığına ve yokluğuna hamd edilenlerden  

Hep beklenen yine beklenen yedi tahta altında olsak dahi beklenenlerden  

Beyaz haberleri getiren türkülerden  

Sevdadan hasretten yana nasibimizden  

Yeni güne yeni ömre umutlara  

Beyaz haberlere  

Ve yalnız  

Aşk'a    


Yazılmasın hasret gayrı arzuhale 



İbrahim'e İtiraz

 

Gözlerinden okuyorum İbrahim 

Veresiye sözlerim 

Solda yeşil sağda mavi 

Üç çiçek bulduydum 

Üç hayal tan yeri 

Sonra tüm gönül keşfi 

Geçtim derken eşikte 

La sesi

Tam söylerken ince yeri 

Gökten düşüyor çiçek demi 

Beş kalmış beyler sırasından 

Şimdi okuyorum kalbime şiirimi 

Kum Saati

 

Kum saati içime doluyor çiçeğim 

Yurduma çivilenen rengin diyorum 

Sesine yakın perde aratmadan dört kollu haydiler besliyor 

Çekip sol cenahtan paslı yerleri senli yerlere bırakıyorum 

Hazır oysa bir kadeh içinde kir pas nasipsiz lügat

Sen yağıyorsun ya kevser oluyor yollarım 

Dakikadan az kalıyor artık 

Harman yerinden sesleniyor çekiç

Bırakmıyorum ihtimale

Kum saati seni seviyorum 

Şehre gözleri yağdı bir kızın 

 

Saçları yıldızlar süslü bir kız ağladı hiç susmamaya 

Şehrin korkakları camlarda 

İrin yolları tıkalı sokaklarda yer altı kokular 

Son söz damlıyor abdesti bozuk çatıdan 

Gök yine kabarıyor lügatlarca

Aşkın gölgesinden kanat çarpıyor birkaçları 

Oyundan çağrılmış topraklar göğe gidiyor 

Merdiven çoktan hazır 

Hırsız kelimeler kahvaltı saatinden 

Jelatini sallıyor rüzgâr 

Eskiler kayboldular yeniler nerdeler 

Şehre gözleri yağdı bir kızın 

Köşede bir bilge nine 

Baharlar içine dönenlerin türküsü dudağında 

Ne razı yardıma ne duaya 

Değnek çalıyor kaldırımlara 



İbrahim'den sual

 

Herkes kadar dinle beni İbrahim 

Bak can içreme 

Mandal tutarken yaprağı 

Çan çalmış ellerimden sor 

Hangi gün var üzerinde 

Rengini söylesene sesinin

Kaç adım sayıyor kendine 

Örgü diyorum İbrahim 

Arzuhalci kelimesi var mı sende




Köylün Olayım

 

Müsaade etsin yosunlar 

Sar beni kanatlarından 

…

Köylün olayım 

Sor beni, vursun yüzüme rengin

Eylen hele zaman, söylesem türkümüzü

Vuslat bilmez mor çalmış ellerimden sor 

Çiçeklerinden gizli 

Yön bilmez hayalin göğüme yaslan öyle sor 

Var çekme sesini el et âleme 

Dursun yerinde gölgemiz 

Adın bilen âlem 

Kanat bükmüş yol soruyor 

Az ötede yaprak saklıyor senden 

Ey can içre

Köylün olayım 

Adım sor  




Arzuhalciden Taklif Kelimelerle İtiraz

 

Çarşaf satan tüccarlar gibi bak diyorlar 

Çarşafları değiştir rüyaları unut 

Terli telaşların kör dilencisi gibi yaşa

Hadi len çekip dünyaya, koşuyorum sana 

İçimdeki çocukların elinden tutup izliyorum seni 

Göğümü değiştiremezler biliyorum 

Adın diyorum ey dilekçemin adresi, gönlü gök kokan hasretim 

Özlüyor ve seyrine ruhumu işliyorum 





Dilekçe Çagrısı

 

Harman yerine çağrılmış bir sabaha koşar gibi gidiyor aklım

Sesin, nerden geliyor ruhuma dileğim

Şu misafir senden midir?

Sorsak söyler mi kentleri 

Dilesek getirir mi dilekçemi 

Sabaha değil yaşamaya uyanmış gibi yüreğim

Takvimlerin, içinde kendine varmayan geçişlerin sayılarına aldırmadan sesin kokuyor hülyalar rüyalar




Göğsümden göğüme yazılana bir dilekçe için

 

Aşka memuriyet sormakla görevliler beldesinde görmüştüm ilkin 

Yüreği kanatlılar cihanı sevdayı 

Öyle bir köşede o an yeşermişti bu âlem

Ki..

Kalu belada adını ezberlediğimi bilmeyerek 

Adının yanında ansınlar diyedir bu hadsizliğim 

Eşya gibi yaktıkları zaman ses veremedikse de

Göğsümden göğüme yazılana bir dilekçe için 

Çiçekli sesler olmaya geldim 

Belki sondan sayar vakti yelkovan 

Sevdadan göğüme yansıyanları yazmak için el verir âlem



Mendilden Dökülen

 

Dört harf tek heceden ibaretken sesim 

Karışmaktan yapılmış yağmurlar getirmiştin 

Terazisi bozuk sokakların rengine çalan 

Hepsine isyan cebimde saklarken mendilini 

Vakitlerden haber verirdin 

El uzat

Dur 

Dön 

Söyle 

Neredesin

Orası ki notaları kalu bela 

Sokak başı bayat çay 

Tebalaya yazmışlar ismimi 

Yasak

Ki çağırdı beni nasılsa gece sabahı

Kapı önleri bayram çocukları 

Burası sahiden neresi

Kaçında yaşamın kum tanesi 

Bir akşam vakti 

Dilekçesiz çiçekli 

Aşkın Lügatı



Adı Yusuf olmuş  

Züleyha olmuş  

Leyla Mecnun  

Ölmeyen  Dirilten  

Dirildikçe öldüren noksanları   

Buralardan ötesinden bir ses bir ışık  

Hakkın tecellisi  

Var oluş müjdesi  

Karanlık duvarlara 

Aşk saçan harfleri  

Tüm sesleri sağır eden ses  

Bilinenleri bilinmez  

Bilinmezlere talip olan  

Harflerin hecelerin yetersiz  

Duadır çaresi  

Bir kapı  

Bir ses   

Susmak ve dua..   

Aşk...  


Merhamet ey Rab  

Aşk ey Rab  

Yalnızca  Aşk 




Aynada dilekçe sesleri

Tariften öte izaha kürek çalmak çapa vurmak sanki 


Çölün ortasında bir gemi ne dalgası ne eri 

Götürmez gönülden öte vuslata hiç bir alın teri 

Aşk şehrine yağarken ellerinden

Mektepde Elif Lam Mim 

Sofrada tanımsız cisim

Aynada dilekçe sesleri


Adem tarlada arıyor 

İki yaşam arası Havva'dan gelen sesi




Gökten dolduruyor ibriğini sevgili

İkindi ayininde çamurdan laaa sesleri

Son sefer ilk durak

Beni bağışlama tanrım 

Şehrin sokaklarında seviştim geceyle 

Meryemi söğüt gölgesinde sordum 

La dedi kuzeyde senden asılı duran

Yetinmedim sordum, ürkekçe bakanlardan fısıltılar 

Sarhoş ışıklardan karanlıklar 

Az daha yukardadır isa dediler ,doğurganlar ölüler, kaluda belalar 


En iyisimi konuş benimle 

Yahut al elimden kalemi 

Soğuk döşeklerden peydahlarken kendimi 

Avluda buldum gölgemi 

Selamı vermeden tüketmedim elbet 

Son sefer ilk durak 

Doğunca Aşk yeniden yaşamak 


Üç merdiven çıktı cesetim üstünde son çırak 

...



Beni bağışla yada Tanrım 

Ateşimi rüzgara sen diye saldım

Harf nedir bilmez iken heceyi eritecek ateşin keşfine daldım 



Bu bahçede çiçekler 

Göğsümde açan alfabe den arzuhaller 


Sen beni bilmez misin Tanrım

La dan kalu ya

Rahle rahle anlatıyordu kum saati 

Çamura değmek istersen çevir gönlünü der gibi , toprak ve sen 

Yetmiyordu elbet erişmek için eriyen hecenin şavkına elimdeki gök izi 

Daha başka sancılarıda var harflerin

Karıncaya değen ateş topu

Mevsimi doğuran masumiyet 

Esen ama susmayan, harfin başlattığı yangın

Dökülürsede kumdan geçmiyordu yaşamın izi 


Yaşamaktan yapılmış bir ses

İçimde sırasız alfabe 

Ruhuma dökülen çok sesli dilekçe 


La dan kalu ya başlayan 

Yeni bir lisan ile 


Islak Yağmur

Bir gün yedi dağın sisinden bir çiçek 

Tüm damlaların sesinden geçerek 

Kurak ve dağlı bir durak 

Saka ve su 

Tütmeyen sözlerle yeniden dirilmek

Islak Hira

Gel hiraya gidelim sevgilim 

Onlar bizi kerbelada bilsinler 

Gel biz örelim yeniden korunan koruyacak olanın sonsuz ağını



Telif Hakkı © 2025 Birdağköylüsü - Tüm Hakları Saklıdır.

Destekli

  • Aşk Kadın
  • Söz Verilen Masumiyet
  • Ulaşmamış Mektuplar
  • Dilekçeli Şiirler
  • Hayalli Şiirler
  • Sebepsiz Şiirler
  • Çocukca Şiirler
  • Özlemli Şiirler

Bu web sitesinde çerez kullanılır.

Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.

Kabul Et